Yeni adıyla Aydınlatılmış Onam Formu, Eski Adıyla Rıza Senedi
- 22 Ekim 2018
- Yayınlayan: admin
- Kategori: Haberler
Batıda 19. yüzyıl ile şekillenen ve “informed consent” kelimeleri ile başlayan bilgilendirilmiş onam ve onam formları son yıllarda ülkemizde ameliyat öncesi hastaları yapılacak işlem ve karşılaşılabilecek sorunlar hakkında bilgilendirmede ve onaylarını almada rutin olarak kullanılmaktadır. Türk tıbbının geçmişine bakıldığında hasta ve doktor arasında karşılıklı gerçekleştirilen bu mukavelenin Osmanlı Dönemindeki isminin “rıza senedi” olduğu görülmüştür.
Osmanlı Döneminde, bir sanatkarlık olan tabiplik mesleği esnaflık sınıfında sayıldığından diğer esnaflar gibi sosyal güvenceye, mesleki sigortaya veya ayrıcalığa sahip değildi. Hastalar doktorun yapmış olduğu tedavi ve girişimler sonrası kadıya gidip ondan şikayetçi olabilmekteydi. Bu nedenle doktorlar davalara konu olmamak ve Kadı huzuruna çıkmamak için hastalara tedavi öncesi bir “rıza senedi” imzalattırırlardı. Hastanın tedavi veya girişim sonrası olabilecek şikayetlere rıza göstereceğini, uygulamalardan doğacak sorunları da üstleneceğini beyan eden bu seneti imzalaması sonrası tedavi başlardı. Bu sayede hekim o dönemde karşı karşıya kaldığı pek çok problemin mahsurlarından muaf olurdu.
Bahse konu rıza senedi örneklerinden biri Bursa kadısına ait 1575 tarihli mahkeme defterine (Şer’iyye Sicilleri) kaydedilmiştir. Buna göre, Bursalı Hasan bin Hüseyin mahkemeye gelerek, sanatında usta olan Hüseyin bin Mehmed isimli cerrahın, kasığındaki taş/sertlik nedeniyle şiddetli ağrı çeken küçük oğluna cerrahi müdahalede bulunmasına izin verdiğini, bu girişim sırasında oğlu ölürse doktoru dava etmeyeceğini şahitler huzurunda teyit etmiştir. (Resim1) Metinlerde hastalığın tam ne olduğu belirtilmese de, genç yaştaki hastada kasıktakisertlik inguinal lenfadenomegali veya inguinal herni dışında, mesane taşı, inguinal kord kisti veya inmemiş testis torsiyonu gibi ürolojik patolojileri akla getirmiştir.
Diğer rıza senedi örneği ise 1656 tarihli bir Manisa kadı defterlerinde (Şer’iyye Sicilleri) imza altına alınmış, bir rıza senedidir. Senette, bir babanın, oğlu Hüseyin’in mesanesindeki taşı alması için işinde ehil Numan bin Süleyman’ı yedi buçuk riyal guruş ücret karşılığı kiraladığını ve bu işlemden dolayı oğlu ölürse doktoru dava etmeyeceğini şahitler huzurunda tasdik etmiştir. (Resim 2)
Günümüzde doktorlar hekimlik faaliyetlerinden doğacak hasta zararları için kendilerini “aydınlatılmış onam formları” ile bir miktar güvence altına almakta ve bu sayede tedavi uygulamalarını daha rahat yapmaktadırlar. Bu yöntemin bir benzerinin “rıza senedi” ismi ile Osmanlı Tıp pratiğinde uygulandığı görülmüştür. Kadı ve şahitler huzurunda, hasta varislerinin imzaladıkları “Rıza senedi” ile hem hastanın müdahaleyi kabul ettiği, hem de hasta varislerinin cerrahı dava etmeyeceklerinin teyidi alınmıştır. Bunun yanında, rıza senedi alınmasına rağmen açılan hukuki davaların kayıtlarının dönemin kadı sicillerinde yer aldığı ve yaşanan durumun günümüze oldukça benzediği görülmektedir.
Resim 1: Kasıkta taş (mesane taşı, inmemiş testis torsiyonu?) ameliyatı ile ilgili Rıza Senedi, Bursa Şer’iyye Sicilleri, Bursa
Erkek cinsel organına tapınma ve ibadet olarak tanımlanan fallik kült (Phallic cult veya Phallic worship), Antik Yunan ve Roma’da kendini Priapos kültü içinde göstermiş, tanrının en önemli özelliği olan “fallus”u, erkeklik, güç, iktidar, bereket ve yaşamın tek kaynağı olarak görülmüştür. Tanrı’nın penisinin Priapizmde olduğu gibi sürekli olarak dik durması, onu Priapizmin de isim babası yapmıştır.
Resim 2 (Ana görsel): Mesane taşı ameliyatı ile ilgili Rıza Senedi, Manisa Şer’iyye Sicilleri, Manisa
Ekrem Güner
Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Üroloji Kliniği, İstanbul