Dr. Cemil Topuzlu (1866-1958)
Osmanlı İmparatorluğunda ürolojinin müstakil bir disiplin haline gelmesi 20.yy başlarına rastlamaktadır. Dr. Cemil Paşa (Topuzlu) Fransa’da ihtisasını yapmıştır. Tahsilini yaptığı ülkede olduğu gibi, ürolojinin müstakil bir disiplin olarak ele alınması gerektiğini düşünmüştür. O, devrinin önemli cerrahlarındandı ve İstanbul Tıp Fakültesinin genel cerrahi kürsü başkanı idi. Cemil Topuzlu 1908 Tıp Fakültesinde üroloji derslerini ve klinik tatbikatlarını başlattı. Böylece üroloji genel cerrahiden ayrılarak müstakil bir disiplin halinde öğretilmeye başlanmış oldu. Üniversiteye bağlı olan Haydarpaşa’daki hastanede 4 yataklı bir üroloji kliniği kuruldu.
Kaynak: Türklerde Cerrahinin Gelişimi, Prof. Dr. İbrahim Ceylan, Türk Cerrahi Derneği 2012
Tıp Fakültesinde üroloji kürsüsünün kuruluşunu takip eden yıllar içinde asistan olarak Behçet Sabit’in (Erduran) atandığı görülür. Savaş sırasında Kızılay da aktif olarak görev almış, 1917 savaştan döndükten sonra, Behçet Sabit, üroloji ihtisasını yapmak üzere Almanya’ya gitmiştir. 1918’de yurda döndüğünde ise Gureba Hastanesi üroloji kliniği şefi olarak atanmıştır. Cumhuriyet’in ilanından sonra tekrar üniversiteye dönmüştür. 1940’lı yıllar ve sonrası Ankara İstanbul İzmir gibi illerde açılmış olan üroloji kliniklerinin başlarında uzman doktorların bulunduğu görülmektedir. Örneğin Ankara’da Cebecideki hastanede Dr. İhsan Arif bu görevi yürütmekteydi. Bu uzmanların pek çoğunun yurt dışında üroloji ihtisası yapmış olduğu bilinmektedir. (Kahya 1980)
Kaynak: Türklerde Cerrahinin Gelişimi, Prof. Dr. İbrahim Ceylan, Türk Cerrahi Derneği 2012
Prof. Dr. Behçet Sabit Erduran (1886-1980)