Roma’lı Aulus Cornelius Celsus (M.Ö.25-M.S.50)
Üriner Kateter:
Antikçağ filozofu Roma’lı Celsus’un On/De Medicine adlı eserinde yaptığı anlatımlar üroloji tarihinde çok önemli bir yer teşkil etmiştir. Ansiklopedist Celsus, idrar çıkaramama durumlarında bronzdan yapılmış tüplerin kullanıldığını yazmıştır. Kadın uretrası hem daha kısa hem de daha düzgündür … ve bu nedenle kateterizasyon daha kolay ve daha az yardım gerektirir demiştir. Kateterlerin her iki cins ve her beden için farklı boylarda olmasını, özenle seçilmesini, erkekler için S şeklinde kıvrık, daha uzun ve pürüssüz olması gerektiğini ifade etmiştir. Celsus, kullanılan kadın ve erkek kateter boylarının ne kadar olması gerektiğini parmak hesabı ile anlatmış, ürolojik bir set içinde değişik boyutlarda erkekler için üç, kadınlar için iki tane üriner kateter bulundurulmasını önermiştir.
Litotomi:
Bir el karın üzerine bastırırken anüsten rektuma sokulan diğer elin işaret parmağının taşı hissetmesi mesane taşı teşhisini koydurmuştur. Celsus, prosedürün iki güçlü ve akıllı asistan yardımıyla, perinenin daha iyi açığa çıktığı bacakların açılmış ve ikiye katlanmış pozisyonunda yapılabildiğini bildirmiştir. Celsus, eserinde sol elin yağa batırılmış bir veya iki parmağı rektum içine sokulduktan sonra anüsün önüne yapılan hafif kavisli transvers bir kesiden sonra, derinde prostatın üzerinde mesane boynuna ikinci bir transvers kesi yapıldığını yazmıştır. Celsus devamında ‘Açılınca, taş tipik rengi ile açıkça görünür, eğer taş küçükse parmak yardımı ile alınır, eğer genişse yarım daire kesitinde ve yassı bir mesane kancası (çengel) ile taş kavranarak dışarı çekilir’ şeklinde anlatımlarını sürdürmüştür. Celcus ayrıca, mesane taşı çıkarıldığında hasta güçlüyse ve çok fazla acı çekmemişse kanamanın sürmesine izin verildiğini, kendiliğinden durmayan kanamalarda sirke ve tuz banyosu yaptırıldığını, yine de durmazsa durdurulması gerektiğini söylemiştir. İşlem sonrası kesiye dikiş atılmadığını, yaranın ılık yağ emdirilmiş yün ile kapatıldığını ve kendi başına iyileşmeye bırakıldığını not etmiştir.
Perineal litotomi üroloji tarihinde bir dönüm noktası olmuş, Celsian tekniği 1500 yıl boyunca (16. yüzyılın ortalarına kadar) değişmeden ya da çok az değişiklikle antik Yunan, Romalı, Avrupalı, Arap, Türk ve Fars doktorlar tarafından kullanılmıştır.
Gaius Plinius Secundus (M.S. 23-79)
Litotomi
Yunanlı yazar ve filozof Gaius Plinius Secundus, Naturalis Historia adlı eserinde ‘Tecrübeler göstermiştir ki, en şiddetli ağrıyı veren hastalık, mesane taşına bağlı idrar zorluğudur’ demiştir. Plinus ayrıca bu şiddetli ağrıdan kurtulmak için zengin hastaların bir servet harcamayı göze aldıklarını ifade etmiştir. Plinus eserinde temel olarak Celsus tarafından tarif edilen litotomiyi anlatmıştır.
Kapadokya’lı Aretaeus (M.S. 80-138)
Üriner Kateter
Kapadokya’lı Aretaeus On the Treatment of Acute Diseases adlı eserinde üriner retansiyon nedenleri olarak kabızlık, üretrit ve taş hastalığını saymıştır. İdrar akışını akut tıkayan taş durumlarında inflamasyon yoksa tercih edilen tedavi yönteminin taşı kateter ile itmek olduğunu belirtmiştir. İnflamasyon (iltihaplanma) durumlarında, kateter zorlukla ilerleyeceğinden uretrada yaralanmaya neden olacağı uyarısını yapmıştır.
Efes’li Soranus (M.S. 98-138)
Üriner Kateter:
Efes’li Soranus, Gynecology adlı eserinde, tamamen dolu (boşalmayan) bir mesanede idrarın kateter yardımı ile çıkarılması gerektiğini yazmıştır. Soranus, retansiyonun nedeni bir taş ise, taşı kateter ile mesane boynundan geriye itip tekrar mesane boşluğuna göndermek gerekir ifadesi ile kateterin tıkayıcı uretra veya mesane taşlarında kullanıldığını göstermiştir. Bir kadın hastalıkları ve doğum doktoru olan Soranus doğum öncesi mesanenin kateterizasyonunu önermiş, uterus prolapsusunda üriner retansiyon gelişebileceğini ve bu durumda bir kateter kullanımının gerekebileceğini bildirmiştir.
Efes’li Rufus (yaklaşık M.S. 80-150)
Üriner Kateter:
Efes’li Rufus belki de tarihte ilk spesifik ürolojik çalışma olan On Diseases of the Kidney and Bladder adlı eserinde, zorlu sokulması ek ağrıya sebep olduğu için erkeklerde kateter kullanımını önermediğini, kadında uretranın daha kısa ve (kateter) sokulmasının daha az ağrılı olmasından dolayı kullanımının daha gerçekçi olduğunu yazmıştır.
Tıkayıcı taşlarda hastanın hareket ettirilmesi veya zıplatılmasının taşın yer değiştirmesini veya düşmesini sağladığını, başarılı olmadığı takdirde taşın mesaneye kateterle itilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Yine taş tedavisi sırasında karşılaşılan komplikasyonlarda kateter kullanılmasının hastayı litotomi gibi cerrahi prosedürlerden kurtardığını yazmıştır. Rufus, erkek cinsel organından nedeni bilinmeyen büyük bir kanamada, kateter yoluyla bir pıhtılaşma maddesinin mesaneye enjeksiyonunun durumu iyileştirmeye yardımcı olabileceğini bildirmiştir. Ancak burada kullanılan kateterin, ucuna pompa olarak deriden bir top takılmış özel bir tür olması gerektiğini de belirtmiştir. Rufus, mesane atonisinin spinal kord yaralanması dahil çeşitli durumlardan kaynaklanabileceğini, bu durumda bazıları idrarını kaçırırken bazılarının ise kateter takılmadığı sürece idrar yapamadığını açıklamıştır.
Bergama’lı Galen (M.S. 129-216)
Üriner Kateter:
Bergama’lı Galen, On the Therapeutic Method adlı eserinin dördüncü kitabında, bir kateteri doğru kullanma becerisinin antik hekimin kritik bir yeteneği olduğunu ve bazılarının bu konuda daha iyi olduğunu dile getirmiştir. Üriner retansiyon nedenleri arasında mesane taşlarına ilave olarak omurilik yaralanmasına bağlı gelişen mesane paralizisini saymıştır. Taşa bağlı idrar retansiyonunda, hastayı sallama sonrası değişiklik olmaz ise taşı mesane boynundan bir kateter ile uzağa itebiliriz ifadelerini kullanmıştır. Kalın ve viskoz bir sıvı veya irinin uretrayı veya ülserasyondan kaynaklanan dokuların (muhtemelen mesane tümörü) mesane boynunu tıkadığı durumlarda bir kateter kullanılmasının yararlı olabileceğini bildirmiştir. Galen yüksekten düşmeye bağlı bir gross hematüri vakasında ve kontraksiyon yapamayan aşırı dilate mesanede kateter kullandıklarını belirtmiştir. Kullanılan kateterin kavisli veya S-şeklinde olmasını önermiştir. Uygulamada, ucunda küçük bir yün parçası olan ipliğin kateterin içinden geçirildiğini, sonrasında kateterin mesaneye yerleştirildiğini, içindeki iplik çekildiğinde idrarın onu bir kılavuz gibi takip ettiğini yazmıştır.
Litotomi:
Antik Roma döneminin ünlü doktorlarından Bergama’lı Galen mesane taşlarında Celsian tekniğini uygulamıştır.
Bergama’lı Oribasius (M.S. 320-400)
Üriner Kateter:
Bergama’lı Oribasius, yaklaşık M.S. 360’larda çok volümlü bir tıbbi antoloji yazmıştır. Burada, fistül operasyonlarında veya karın ameliyatlarında ameliyatı kolaylaştırıcı ve mesaneyi koruyucu bir kılavuz olarak kateter kullanılabileceğini ifade etmiştir. Sonraki çalışması Synopsis Oribasius’da ise uterus prolapsusu tedavisinde kateterizasyonu vurgulamıştır.
Oribasius “Bir infeksiyonla karşılaşıldığında kateterizasyon yapmayın’’ uyarısında bulunmuştur. İdrar retansiyonunun yaşamı tehdit ettiğini, mesane atonisi durumlarında hastanın kateterize edildiğini, idrarın çıkarılmasından sonra da, deri bir top takılı (bir pompa olarak) kateterle mesaneye yağlı bir solüsyon verilmesinin kanıtlanmış iyi bir tedavi olduğunu bildirmiştir. Mesane taşları, mesane boynunu tıkayan ülserler (muhtemelen mesane tümörü) dahil diğer idrar yapamama nedenlerinde de kateterizasyon yapıldığını ayni eserinde yazmıştır. Oribasius ayrıca işlenmiş kağıttan bir kateter tanımlamıştır.
Sicca’lı Caelius Aurelianus (yaklaşık M.S. 401 – 500)
Üriner Kateter:
Cezayir Sicca’lı doktor Caelius Aurelianus kateter kullanımından ilk olarak tezi Chronic Diseases’de paralizinin tedavisini tartışırken bahsetmiş, periton-mesane paralizisinde mesane kontraksiyon yapamadığından idrarın bir kateter kullanılarak çıkarılması gerektiğini ifade etmiştir. “Böbreklerde, mesanede veya idrar kanalında ülser veya kanama durumlarında, kateter veya clyster tarafından enjekte edilen iksir veya özel hazırlanmış ilaçlar kullanın” önerisinde bulunmuştur.